Merhaba yeni yıl
2016 yılı film şeridi gibi geçiyor gözümün önünden ilk altı ay herkes için zor olan süreçlere sadece seyirci olarak baktığımı hatırlatıyorum hatta bir çok şeyi hatırlamıyorum bile genel ülke problemleri, yoğun iş temposu klasik sıkıntılar ve aslında dert olmadığını çok sonra anladığım bir sürü küçük can sıkıcı dertler.
Asıl film ikinci bölümde başlıyor Ülkem 15 Temmuz'da çok zor bir gece geçirdi ve o geceyle beraber herşey değişti.
Yaşanan o darbe girişimi gecesi eşimle birlikte bizde sokaklardaydık Allah bir daha yaşatmasın, Ülkemi Devletimi Milletimi korusun.
Ülkem için dönüm noktası olan bu süreç benim hayata bakış açım ve yaklaşımlarım içinde bir dönüm noktası oldu.
Malum olaylar ve süreçler sonrası hemen hemen herkes gibi benimde İş düzenim bozuldu, yazın havuz deniz nasılsa geçerse diye baktığım düzen havuz sezonu geçmesine rağmen bir türlü düzelmedi.
Düzelmedi; çünkü fark ettim ki Hayatım tamamen 'İş' olmuş sabahın 7 sinde evden çıkmaya alışmış akşam 10 lara kadar çalışan biri olarak tüm hayatımın iş olduğunu ve evim eşim işim arasında nasıl sıkışıp kaldığımı hiç fark etmemişim.
Belki de hiç bir zaman fark edemeyecektim.
Bütün gün evde olunca bir an fark ettim ki hiç spor yapmıyorum, çok sevdiğim ailemi, canım arkadaşlarımı hiç aramıyorum.
Kendi kendime sorular sormaya başladım.
-En son ne zaman sinemaya gittim ? sorusuna cevap veremedim çünkü hatırlamıyordum.
-En sevdiğin arkadaşlarınla en son ne zaman yüz yüze görüştün ? hesap yapamadım.
-Komşum da kahve içmediğimi fark ettim,
Yıllardır eğitmenlik yaptığım halde hiç bir sosyal sorumluluk sürecinde yer almadığımı, hiç bir yetimin başını okşamadığımı fark ettim.
Kadınlar, kadınlarımız çocuklarımız bizlerden destek isterken onları hiç duymadığımı fark ettim .
Aslında hep baktığımı ama görmediğimi yada gördüğümü sandığımı fark ettim
Ve tüm bunları değiştirmeye karar verdim.
Adım adım devam ediyorum, kendimi ve sevdiklerimi her zamankinden daha çok önemsiyorum
Affediyorum -
Affetmek omuzumda ki yükleri hafifletiyor.
Her fırsat bulduğumda sevdiklerimi aramaya ziyaret etmeye çalışıyorum.( Eskiden olsa beni aramayanı ben neden arayayım derdim ama fark ettim ki insan bir girdabın içine girip kaybolduğunda arayamıyor soramıyor iş ve ev arasında kaybolup gidebiliyor :) kendimden biliyorum)
Sosyal Sorumluluk projelerinde ve dernek çalışmalarında yer almaya başladım.
Dudu kızımla daha çok vakit geçirir oldum ve tabi ki ekmeğimi kendim yapıyor sağlıklı beslenmenin tüm tüyolarını uyguluyorum (sizlerle mutlaka paylaşacağım)
Tabi ki yine sevgili eşimle bol bol geziyorum, bol bol alış veriş ve yemek keşiflerine devam ediyorum.
Daha sık yazılar paylaşacağım, sosyal sorumluluk projelerimde egzersiz süreçlerimde sağlıklı beslenme günlüğümde görüşmek üzere....
Hoşgeldin 2017 tüm kötülere kötülüklere rağmen her şey çok daha güzel çok daha iyi olacak biliyorum ve sonuna kadar inanıyorum
En azından en iyisi olması için ben elimden geleni yapacağım
hepimiz için sağlıklı huzurlu mutlu bol kahkahalı bir yıl diliyorum.
Ölümler bizden uzak olsun, ülkemde huzur refah katlanarak artsın.
O kötü kelimeleri ağzıma alıp aklıma getirmeyeceğim tüm kötülükler uzak kalsın...
Merhaba, Sağlıklı beslenmek için ekmeğimizi kendimiz yapalım,
denemeden önce çok zor çok meşakatli bir süreç olduğunu düşündüğüm için evde ekmek yapanlara özellikle ekşi mayalı ekmek yapanlara hep hayranlıkla bakardım .
Sonra bir gün bir cesaret önce ekşi maya için ilk adımı attım ardında da ekmeğimi yaptım.
Malzemeler :
*Ekşi maya
*Un
*Tuz
Nasıl hazırladım?
Önce ekşi mayama biraz ılık su ekleyerek derin bir kap içerisine alıyorum ve üzerine un ekleyerek yoğurmaya başlıyorum (un yaklaşık 5 su bardağı kadar )
Hafif nemli bir şekilde (üsteki resimde olduğu gibi) dinlenmeye bırakıyorum.
Yaklaşık 1 saat dinlendikten sonra üzerine un ekleyerek tekrar yoğuruyorum ve dinlemeye bırakıyorum (üstteki resimdeki gibi, bu dinlenme sürecinde hamurumun üzerini hafif nemli bez ile örtüyorum)
ne kadar uzun süre dinlenirse (mayalanma süresi) kabarma oranı ve içerisinin delikli ekmek kıvamı o kadar iyi oluyor.
(3-6 saat arasında dinlendiriyorum)
Pişireceğim ekmek tepsimi yağladıktan sonra hamurumu cam tepsime alıyorum üzeri iyice nemlenecek şekilde su ile yeniden ıslatıyorum kesim için son şeklini verdikten sonra 200 derecede önceden ısıtılmış fırınıma atıyorum ve 30 dakika sonra miss gibi ekmeğim hazır.
fırından çıktıktan hemen sonra kabuğu çok sert olmasın diye su ile hafif nemlendirerek dinlenmeye bırakıyorum
afiyet olsun ...
Organik hayata merhaba deyince çok sağlıklı beslenen her yediğine dikkat eden biri olduğumu düşünmeyin sakın ...
Sadece yemek konusunda biraz seçiciyim hepsi o birde bir şey yiyorsam kalitelisinden iyisinden yemek isterim.
Asla Patates kızarmasına hayır diyemem ama yine asla kapalı meyve suyu içmem, hazır gıda, konserve dondurulmuş ürün yemem ...( Ton balığını ayrı tutuyorum onu çok severek yerim )
Konu buraya nasıl geldi bilemedim ama organik paylaşım sürecim başlıyor ....
Eşimle birlikte Yoğurt Yapımı
Yoğurt nasıl yapılır ?
Annemin tarifine göre süt önce bir güzel kaynatılır,soğumaya bırakılır serçe parmağımın dayandığı sıcaklığa ulaşınca içerisine maya atılır bir güzel karıştırılır. Sonra bir havlu ile sarılır, mevcut ısısını koruması için beklenir. Mayaladığımız yoğurt kabı tamamen soğuyunca buzdolabına konulur ve bir gün sonra açılır ve şahane yoğurt olur.
Annem yoğurdu kadar iyi olmasa da ilk deneme için hiç fena sayılmaz.
1.Adım - Saf inek sütü -marketten açık olarak olarak aldık - bir güzel kaynatılır.
(Annem hala mahalleye günlük sağılmış süt getiren Ayşe teyzeden süt temin ediyor, o ayrı tabi)
2.Adım - Soğuma bırakılır
3.Adım - Serçe parmağı ısı kontrolü sonrası maya iyice karıştırılır.Mayamızdaki önemli detayı atlamak istemem maya has be has anne yoğurdu.
4. Adım - Maya(yoğurt) ve istenilen ısıya ulaşmış süt iyice karıştırılır.
Aynı işlemi küçük kaplarda da uyguladık toprak kasede daha organik yoğurt tadı olsun dedik
ve sonuç....
Evimiz yeteri kadar sıcak diye havluya sarmaya gerek yok o eskidenmiş dedik sadece üzerini kapattık, kaplar soğuyunca dolaba kaldırdık ve sabah...
deneme başarılı :)
deneme başarılı :)
Büyük olan Porselen kap üzeri biraz sulu kalsa da yoğurt kıvamı gayet iyi oldu,
Yoğurdumuzu kendimiz yapıyoruz...
Yılbaşı tatilimi nasıl değerlendirelim diye düşünüyorsanız işte size bir alternatif. Vizesiz Avrupa Gezileri
Ukrayna Ocak 2016
Eşimin işiyle benim de eğlence ile geçirebileceğim ortak noktayı bulmamız gerekiyordu.
Ve karar yılbaşı için uygun yer Ukrayna -Kiev öncelikle belirtmem gerekirdi daha önce kışın soğuk olacağı o bölgelere giderken dikkatli olmamız gerektiği bilgisini almıştım ancak bu kadar soğukkkk olabileceğini tahmin etmemiştim.
Güneş kesinlikle aldatmasın daha hava alanına ayak basar basmaz keskin bir soğuk sizi karşılıyor, tabi 30 Aralık olmasının etkisi büyük ama yine de Türkiye'de kazak mont yeter derken Kiev e iner inmez ağzımı burnumu saracak sıcak atkı aradığım ellerimi saklayacak yer bulamadığım doğrudur.
Transfer ve hava alanın ulaşımını aktarmak isterdim ama biz öncesinden şöför ve araç ayarladığımız için açıkçası işin en kolay yönü ulaşım oldu. Ancak hava alanından şehrin belli bölgelerine ulaşım imkanı mevcut
Kaldığımız Otel şehir merkezine yürüme mesafesinde olmasına rağmen yürüyerek yaptığımız mesafe en fazla 50 metre oldu alışık olmadığımız buz soğuk anında derinin içine işliyor. Iki adım atıyorsun bir dükkana giriyorsun çünkü sıcak bir mekana girmeden yola devam etme şansınız yok.
En azından bizim için öyle oldu.
Şehir klasik Avrupa kocaman geniş caddeler tertemiz sokaklar rahat toplu taşıma sistemleri ve saygılı insanlar
Otelden gece şehir görüntüsü bu arada sıcaklık tam o anda -16 derece
Sokaklar genelde boş ancak mekanlar tıka basa dolu özellikle gençler her yerde yılbaşı için özel rezervasyon ile gece kluplerine girebiliyorsunuz.
Bu arada küçük bir detayı belirtmem gerek gece klupleri genelde çok lüks yılbaşına özel bayan garsonlar size hizmet ediyor.
Ancak önemli bir detay adisyonda garson ücretleri katlanarak sizden tahsil ediliyor, klasik Türk mantığı bahşiş bırakmak için kendinizi fazla yormayın :)
Eğlenceli, bol gezmeli keyifli bir tatil geçirmenizi dilerim, yanınıza en sıcak tutan kıyafetlerinizi almayı unutmayın
şehirde gezilecek yerler ile ilgili ayrıca bir post hazırlıyorum alış veriş ve gezi için detaylı olarak paylaşacağım.
sevgiler ...
Söylemesi dile kolay ama uygulaması bir o kadar zor, hem siz hem de çevreniz için.
Kadınların iki adet kanaması arasındaki günlerinde yani 4 haftalık süreçte salgılanan hormonları tüm hayatı etkisi altına alır. Bu dönemde günlere göre doğal olarak salgılanan östrojen, progesteron ve testosteron gibi hormonlar, psikolojik durumunuzu, enerji düzeyinizi, romantik hayatınızı, içe veya dışa dönük olmanızı, tatlı ihtiyacınızı, beslenme şeklinizi ve kilonuzu etkiler.
Çünkü Hormonlarınız ve otonom sinir sisteminiz ilişki içinde ve beraber çalışırlar.
Östrojen arttığında, enerji düzeyiniz artar
Vücut fazla ödemden kurtulur, hafifler ve daha dinç hale gelir. İyimserlik moduna geçersiniz. İştahınız kontrol altındadır, Östrojen düzeyi arttıkça daha sosyal olursunuz, ev dışına çıkmak insanların arasına karışmak istersiniz, alışverişten zevk alır, hesap kitap gibi matematiksel aktivite gerektiren işler ile uğraşmak istemezsiniz.
Testosteronla özgüveniniz yükselir, hafızanız keskinleşir
Ovulasyon döneminde östrojen iyice artar ve en üst seviyesine ulaşır. Bununla birlikte erkeklik hormonu testosteron da artar.
Beyninizden düşünceler hızlı akar. Romantik hisleriniz ve Testosteron etkisi ile cinsel isteğiniz artar. Ayrıca bu süreçte yumurtlamanın da etkisiyle daha rahat hamile kalabilirsiniz.
Psikolojik olarak kendinizi iyi hissetmediğiniz bir dönemdeyseniz, anksiyeteniz artabilir, küçük meseleleri büyütme eğilimine girebilirsiniz.
Bu durumum acısını yakınlarınızdan ve sizi seven insanlardan çıkarmayın! Hormon sevileri normale dönebiliyor ancak kırılan kalpler kolay kolay tamir olmuyor.
Progesteron, yorgunluk ve uykuya eğilime neden olur
Progesteron hormonunun görevi, cinsel ilişki sonucu döllenme olursa kadın rahmini ve cinsel organlarını gebeliğe hazırlamaktır.
Yorgunluk, uykuya eğilim ve kendini sosyal yaşamın gerektirdiği aktivitelerden geri çekme eğilimi yaşayabilirsiniz. Vücutta ödem, su toplaması, memelerde şişkinlik, baş ağrısı, gaz ve hazımsızlık bu dönemdeki olağan belirtiler arasında yer alır.
Hamileliğin başlamasını ve başlayan bu hamileliğin sürmesine yardımcı olan progesteron aynı zamanda hamilelikte diğer hormonlar ile beraber meme dokusunu geliştirerek bu dokunun doğumun gerçekleşmesinin ardından süt salgılamaya hazır hale gelmesine yardımcı olur.
Eğer gebelik olursa progesteron hormonu salınımı devam eder,
Anne adayı hormonal değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan inişli – çıkışlı ruh halini atlamaz. Ruh hali bu hormonlara bağlı olarak büyük sevinç ve üzüntü halleri arasında gidip gelebilir.
Küçücük bir neden gözyaşlarına boğulmanıza yol açarken birdenbire niçin olduğunu bilmediğiniz bir mutluluk bile hissedebilirsiniz.
Bu durum sizin için zor olduğu kadar, yakınlarınız, eş, dost ve arkadaşlarınız için de oldukça zor ve kafa karıştırıcıdır.
Bu durumda en iyi çözüm gebenin bu hallerini görmezden gelmek ve bu sürecin geçici olduğunu hatırlamaktır. Bu dönemde anne adayları sürekli ve yoğun olarak sevgiye ve ilgiye ihtiyaç duyarlar.
Kısa bir süre önce bloğumla ilgili tasarım çalışmaları yaptığımı yazmıştım, ve kendi kendime ne yapayım nasıl yapayım diye boğuşurken sağolsun sevgili bloger Gökan Tekin imdadıma yetişti,
Ben değiştiremediğim şablonlarını nasıl düzeltirim diye düşünürken tasarım şablonumu tamamen değiştirdi ve işte bloğumun son hali karşınızda.
Mutkala tanımanızı isterim, çok saygılı sevgi dolu yüreği çok güzel bir insan üstelik işini çok iyi takip ediyor.
Blog çalışmaları konusunda tüm detayları bilen ve uygulayan arkadaşımızın sitesini ziyaret etmenizi mutlaka tavsiye ederim.
Yeni şablondan sonra bende daha sık ve özenli bir şekilde yazılarımı paylaşmak isterim, yoğunluk olarak tüpbebek blogumda sadece özel alana yönelik yazılar paylaşıyordum.
Bundan böyle ilk göz ağrım çilekmavi ile tek blog üzerinden yazılarımı paylaşmaya devam edeceğim.
Yoğunlukla uzmanlık alanım Sağlık üzerine paylaşacağım yazıların yanı sıra, yaşam stili gezilerim ve hayata dair detaylarım ile bende sizlerle birlikteyim.
Ayrıca kedi severler özel ilgi alanıma giriyor belirtmek isterim. Çünkü bende bir kedi annesiyim.
Keyifli okumalar dilerim sık sık görüşmek üzere sevgiler ...
Hamilelikte Takip süreci
11-12. Haftalar
Ense Kalınlığı ölçümü ve Birinci trimester tarama testi:
Ultrasonda bebeğin ense kalınlığı ölçüldükten sonra anneden alınan kanda bazı hormon değerlerine bakılır(2 li tarama testi). Bazı hekimler tercihen 2’li test yerıne 3’lü test yaptırmayı tercih edebilirler.
14-16. Haftalar
Erken doğum riskini kontrol etme,rahim ağzı açıklığını ölçmek amacıyla vajinal ultrason kontrolü yapılmalıdır.(Eğer rahim ağzı açılmış ise Serklaj işlemi gerekebilir.)
16-18. Haftalar
Üçlü tarama testi (zeka testi) yapılır. Anneden alınan kanda bakılır ve başlıca 3 bozukluk araştırılır.(nöral tüp defekti denilen beyin ve sinir sisteminin gelişimine ait problemler trisomi 18 ve trisomi 21 (Down Sendromu ) denilen kromozom bozuklukları bakılır.
3 lü tarama testinde Down Sendromu Riski yüksek çıkan hastalarda kesin tanı koymak amacıyla Amniosentez yapılır.
19-20. Haftalar
Perinatoloji uzmanı tarafından detaylı(ayrıntılı) usg çekilmesi. Hastanın her ay rutin yapılan ultrason kontrolleri dışında, perinatoloji uzmanları tarafından yapılan detaylı ultrasondur. Bu ultrasonda bebeğin herhangi bir anomalisi olup olmadığına bakılır.
24-28.Haftalar
Şeker Yükleme testi yapılmalıdır.Gebeliğe bağlı olarak gelişen şeker hastalığının araştırılması için kullanılır.
Ultrasonografi (ultrason):
bebeğin gelişimini, pozisyonunu, içinde bulunduğu şartların yeterliliğini,organsal bozukluklarını ve cinsiyetini ortaya koyan bir görüntüleme yöntemidir. HerTrimesterde bir defa olmak üzere en az 3 kez yapılmalıdır.
Fatal Monitör(NST):
3.Trimesterde ve doğumda sancı döneminde kullanılır. Bebeğin kalp atışlarının ritmine ve ağrının varlığını veya şiddetini görmek için kullanılır.